Ben Buenos Aires’te doğdum, gerçek bir ‘Portena’yım anlayacağınız. Buenos Aires’in içindeki tüm güzellikleri ve çirkinlikleri ben de kendimde toplamışım gibi gelir bazen. Doğrusu bunun pek de şaşılacak bir tarafı yok; ailemde son 8’i Buenos Aires’te olmak üzere 17 nesil Arjantin’de doğup ölmüşler.
Şu anda Sal Telmo’da (Montserrat), Bolivar Sokak’ta oturuyorum. Her devrimin doğum noktası olan ve bizim kendi aramızda ‘Pembe Köşk’ dediğimiz Başkanlık Sarayı ve Cabildo’ya sadece 8 blok uzaklıktayım.
San Telmo’da yaşam, tatile çıktığınızda hissettiğiniz o yabancılık ile yüzyıllardır buralı olanların arasında yaşamaktan gelen tanışıklığın tuhaf bir karışımından ibarettir. Şehir tanıdık yüzler ve ‘Olsa olsa Buenos Airesli’dir’ diyeceğiniz kadar nev’i şahsına münhasır, tangonun mırıltısıyla başka bir dünyaya sürüklenmiş kişiliklerle doludur. Tarihi şehir merkezi ise bunun tam aksine atom enerjisi fışkırırcasına hareketli ve dinamiktir. Bir molekülü tetiklediniz mi peşini patlamalar takip eder. Ve bulaşıcıdır bu enerjisi…
Bolivar, Defensa veya Balcarce sokaklarında yürürken etrafınızda yuvarlak kuleli kiliseler görürsünüz. Basitleştirilmiş bir barok stile sahip olan bu kilise ve katedraller maalesef, bir çoğu oldukça çirkin sayılabilecek binalarla, artık dokunulmasına izin verilmeyen, koruma altına alınmış kolonyel tarzı evler arasında sıkışıp kalmış gibi dururlar.
San Telmo aslen zenginlerin mahallesiydi; Londra’nın Knightsbridge veya Upper East Side’ı gibiymiş bir zamanlar. Maddi durumları iyi olan aileler genellikle San Telmo’da yaşarlar, Flores’de de yazın bunaltıcı sıcağından kaçacakları bir yazlık evleri olurmuş. Sonra sarı humma salgınıyla her şey değişivermiş; insanlar canlarını kurtarmak için burayı terk edip Recoleta civarına sığınmışlar.
Defensa sokağı üzerinde Humberto Primo sokağı ile kesiştiği noktada yer Plaza Dorrego’daki pazar yeri 1970’te Jose Maria Pena tarafından başlatılmış. O günden beri de her pazar burası tıklım tıkış dolar. Pazar artık ilk başladığı noktada değil, ta başkanlık sarayına kadar uzanıyor. Ve San Telmo geçen 40 yıl boyunca bugün de olduğu gibi hep bir değişim içinde. Ama artık havada yepyeni ve taptaze bir koku var; sanıyorum ki tango dersi almak veya sadece dans edenleri seyretmek için onca yol gelen ziyaretçilerden dolayı…
San Telmo sadece bizlerin değil, Buenos Aires’in de doğum yeridir. San Telmo en eski ve en önemli kiliselere ev sahipliği yapmakla kalmaz, bana ve benim gibi pek çok insana da hayat verir.