
Sorularla "Dirk Dreyer"
İsim soyad lütfen…
-Dirk Dreyer
Dünyaya geleli ne kadar oldu?
-Bu yıl 40 oldum.
Günün büyük kısmı neyle geçer?
-Dünyanın her köşesinden farklı farklı insanlarla tanışarak...
Senin için günün en mutlu anı nedir?
-Kızım Jonna’nın uyandığı an.
Hayata dair her gün tekrarladığın basit ritüellerin var mı?
-Her sabah cappucino eşliğinde o gün gelecek misafirlerin listesinin üzerinden giderim.
Hayatında tutku veya tutkulara yer var mı?
-Müzik. Ve vintage arabalar.
Şehirde sana ilham veren yerler, mekanlar hangileri?
-Her Berlinli TV kulesini sever. Şehrin hemen hemen her köşesinden görünür ve şehre gelen tüm turistler için de başlıca oryantasyon noktasıdır
Bir şehri veya mahalleyi ‘senin’ yapan nedir?
-Devamlı değişen mahalleleri severim, Berlin’in Mitte’si de öyledir. Ama benim ilgimi çeken değişken mimari veya tasarım değil insan yapısıdır.
“Yolculuk etmek" senin için ne demek?
-St.Augustine’nin dediği gibi: „Dünya bir kitaptır ve seyahat etmeyenler sadece 1 sayfasını okumuş olurlar.“
Bir gün mutlaka "nereye" gideceksin?
-ISTANBUL !!!
Gerçekler ve hayaller savaşsa hangisi kazanır?
-Her ne kadar günlük hayatımın hakimi gerçeklerse de bir anda her şeyin üzerine geçecek kudrette hayallerim ve umutlarım için her zaman yerim var.
Aslen Frankfurtluyum. Ve beni Berlin’e getiren işim oldu. Aklımda var mıydı, işim olmasaydı da yine de Berlin’e taşınır mıydım, kestirmesi güç. Ama geldiğime memnun muyum? Hem de çok!
Berlin’i Berlin yapan benim için Mitte’dir. Zaman içinde farklı farklı mahallelerin yükselip alçaldığını görürsünüz. Berlin gibi, sanatçı veya genel olarak yaratıcı kitlesi çok yoğun olan şehirlerde bu, çok doğal olarak gelişir çünkü genelde şehrin bu yaratıcı kitlesinin çok parası olmaz ama fikirlerini rahat rahat dolaştırabilecekleri alana ihtiyaç duyarlar. Dolayısıyla şehrin çok da popüler olmayan kısımlarına kayarlar. Ve derken “işgal ettikleri” yeni mahallede onlara hitap eden mekânlar türemeye başlar. Daha bohem, pahalı olmayan ancak kendilerine has bir atmosfer sunan bu yerler, zaman geçtikçe önce gençler, sonra herkes tarafından keşfedilmeye başlar. Ve sonunda burası da o başta bu dönüşüme sebebiyet veren sanatçıların barınamayacakları kadar pahalılaşır. Ve döngü yeniden başlar. İşte bu yüzdendir Berlin’de bir mahalle sönerken diğerinin yükselmesi…
Ama Mitte artık o trendlere kapılmayacak kadar yerleşik, buralı, karakteri oturmuş, neredeyse olgun diyeceğim. Değişmesine değişken ama bir moda, bir trend olmaktan çok öte. Sanatçı kesimi için yine nefes alma noktası ama ucuz ve geniş atölyeleri yüzünden değil, daracık sokaklarına yan yana dizilmiş galeriler yüzünden… Ve her köşebaşında yer alan minik kafeleri, şarap dükkânları, butikleri yüzünden… Ve hava biraz ısındı mı fıkır fıkır olan sokakları, o her kaldırım taşından fışkıran yaratıcı güç, verdiği nefes ve ilham yüzünden…
Ben buraya taşındığımda bekârdım, şimdi ise evli ve bir çocuk babasıyım. Mitte bendeki bu değişime de pek güzel uydurdu kendini. Birden, daha evvel hiç dikkatimi çekmemiş olan parklar çıkıvermeye başladı karşıma. Çıkıvermek diyorum, gerçekten de hiç beklemediğim bir köşeden, kimi zaman demir parmaklıklı bir kapının arkasına saklanmış muhteşem bir çocuk parkı ile şaşırttı beni Berlin… Yaşlılığımda burada olur muyum bilmiyorum, ama eğer olursam eminim o zaman da oyunlar oynayacak bana Mitte…
İşte En Sevdiğim Yerler
Weekend Club
Indigo Otel’in hemen yanı başındaki Haus des Reisens’de yerleşik olan Weekend Club, 8 senedir Berlin’in kulüp kültüründe önemli bir yer edinmiş durumda. 12. katındaki dans pistinden görünen manzarayı geçse geçse muhteşem çatı terası geçebilir.
www.week-end-berlin.de

Lebensmittel in Mitte
Mitte’de atıştırmalık için doğru adres. Rochstr’de (Roch sokağı) Adidas Originals dükkânının yanındaki bu sevimli mekân, gulasch’tan maultaschen’a geleneksel güney Alman mutfağından lezzetler sunuyor.

The Grand
Berlin’de restoran çok! Katz Orange, Rocco & Sanny ve Pantry The Grand iyi yemek, yüksek müzik, ve keyifli kalabalık denince akla gelen yeni yerlerden...
www.the-grand-berlin.com
Stilrad
Şehrin güzel sokaklarından Rosa-Luxemburg-Str üzerindeki bu mekânda, high-end tasarım bisikletler bulabilirsiniz. Şehir içinde bisiklet kullananlar için cennet. Karım doğumgünü için eski bir Volkswagen Käfer (vosvos) istemişti, ona buradan retro bir bisiklet aldım, bayıldı!
www.stilrad.com

TV Tower
TV kulesi pek tabii ki ‚insider-tip’ sayılmaz ama böyle bir liste yapıp televizyon kulesini yazmamak olmaz. Sadece turistler değil, benim gibi burada yaşayanlar da kim zaman manzaranın tadını çıkarmak için buraya gelirler. İçerisi 1960’lardan kalma orijinal stilinde döşeli ve bazen sanki çalışanlar da öyleymiş gibi geliyor...
www.tv-turm.de

Schnelle Quelle
Geleneksel bir Berlin pub’ı. Cool bir yer beklemeyin, ama futbol seyredip az parayla çok sarhoş olmak içın doğru bir adres. Ve garip bir şekilde tam da tanışmak isteyeceğin tipte insanlarla karşılaşırsın orada.
Brut
Torstraße (Tor sokağı) yeni barlar bölgesi. Bravo Bar, Odessa ve Kitty Cheng gibi pek çok cool yer var. Ben Brut’ü tercih ediyorum çünkü doğduğum şehir olan Frankfurt’un elma şarabını bulabildiğim birkaç yerden biri.
www.brut-berlin.de

Luigi Zuckermann
Rosenthaler Platz’daki muhteşem dönercinin adını bilmediğim için Rosenthaler Straße’deki, harika sandviçler satan Luigi Zuckermann’s Deli’yi seçtim. Rosenthaler Platz civarı, 24 saat açık ayaküstü atıştırma cenneti sayılır. Gece gezenlerin aklında olsun!
www.luigizuckermann.com
Cafe Schönbrunn
Volkspark Friedrichshain’daki bu kafe benim favorilerimden. Öğleden sonra kahvesi veya şnitzel-bira için ideal adres.
www.schoenbrunn.net
Generation 13
Siz de benim gibi Sneeker tutkunu musunuz? Veya Starwars robotları ve tişörtleri mi topluyorsunuz? Berlin’in ilk Urban Art Museum’ına bir göz atın. Ayrıca hemen yakınında da harika kitap ve baskılar bulabileceğiniz ‘gestalten.com’ var.
www.generation13.com
Berlin